Yazamıyorum.. Hissettiklerimi yazamıyorum.. İstediğin
fakülteyi bitir… O yetenek yoksa yazamazsın… Aklımdan geçenleri, yüreğimden
akanları dökemiyorum.. O yüzden sancım hiç geçmiyor. Yaş yolun yarısına
yaklaşırken ilk kez hissettiğim duyguları keşfediyorum… Acıtan duygularmış
gizli kalanlar… Acıta acıta yüreğine takılan, çekilen çekilen ama kopamayan bir
kanca gibi… Keşke şaka olsa ya da rüyadan uyansam dediklerimden…
Sevdiğim insan azmış… Yürekten sevdiğim insan azmış meğer…
(Yüreğimden geçen hangi duyguyu aktarsam bilemiyorum… Çorbaya
döndü her şey… )
Gidince anladım.. 7 senedir yüzünü göremesem de sesini
duyamasam da sadece orada olduklarını bilmek yetiyormuş meğer. Sevgi zamanla, mekanla yok olmuyormuş… O insan ebediyen
gidince anlıyorsun bunu sadece ve bir daha göremeyecek olmak çaresizliğin ve
acının en deriniymiş…
Aklıma anılar geliyor… Ankara yılları, İlkokul 1. Sınıf. Okul
çıkışı sınıf arkadaşıma gitmişim. Adı Funda’ydı. Annemler tam olarak
tanımıyorlar sadece anlatırken, Karacıların bloklarında oturduklarını ve apartmanın
kapı tokmağının bizimkinden farklı olarak aslan şeklinde olduğundan söz etmişim.
Akşam oluyor ortalıklarda yokum. Oyuna dalmışım belli ki… Evde telaş…. Barış
abim benden 3 yaş büyük, aslında o da çocuk ama benim abim işte… Beni bulmak için Karacı bloklarını bir bir gezip
aslan tokmaklı aparmanı buluyor. Ve beni de tabi… Öyle değil mi Barış abi? Bir
de sen anlatsana….
Cevap yok!
İşte en acısı da bu!
Artık hiçbir şey anlatamayacak, biz anacağız onu
hatırladıklarımız kadarıyla. Hafızamızın izin verdikleri kadarıyla…
Otur yazı yaz şimdi. O duymadıktan sonra, o da anlamsız
işte!
Yüreğimde kırgın olduğum insanlar var hala. Yokluklarını hiç
hissetmediğim… Ve bazen iyi ki de görmüyorum bile dediklerim. Şimdi onu
düşünüyorum.. Acaba onları da bu denli seviyor muyum. Kaybedince anlamak zorunda olmak çok acı..
Azıcık kalksam yerimden , elimi uzatsam belki dokunacağım ama bu kadar güzeller miydi
onlar da, hiç hatırlamıyorum….
Hocam paylaşmış bugün:
Kilitli kaldım susma odalarında
Ama ölümü sevemedim (Sedat Umran)
Bazen kuramadığın cümleler gelip buluyor
seni, bu muydu anlatmak istediğin der gibi!
Elveda Barış Abi ve Kadir Amcam… Gittiğiniz yer Cennet
olsun!
( Bazen gerçekten geç kalıyorsun, geç kaldığının farkında
bile olmadan.)
(Murat Barış KAYIRHAN ve Kadir KAYIRHAN anısına)